Gozde Nurun Dunyasi

 Herkese merhaba... Yayınlarımda kendimle ilgili güzel şeyler yazmaya hala alışamadım açıkçası; hala bir sorun arıyorum. Gerçi kötüyü görmek her zaman en kolayıdır, önemli olan güzellikleri görebilme yetisidir. Mesela kaktüs bitkisini düşünelim; dikenli, şekilsiz bir bitki gibi gözükür. Oysa o kadar muhteşem bir bitkidir ki, her türlü ortama ayak uydurabilir ve o sevimsiz dikenlerin arasından da küçük bir çiçeği çıkar. Hayatın küçücük bir özeti gibi aslında; ancak görebilme yetisine sahip olmak gerekiyor. Benim gözlerim yeni hayatımla birlikte açıldı, o kadar çok keşfedecek şey var ki ömrümün yeteceğini sanmıyorum.  Ben mi? Katalog çekimlerim vardı bugün. (Şaka tabi ki) 3 aylık kontrol zamanım geldi ve o yüzden MR ve BT çekimlerim vardı. Sonuçları maalesef haftaya kaldı. Tabi bir de onların konseye girme zamanı var, yani anlayacağınız öğrenmem için biraz daha zamanım var. Saçlarım yavaş yavaş uzuyor, hatta artık peruksuz çıktığım zamanlar da oluyor. Adımlarımı sorarsanız eğer her gün

 Bir ay sonra tekrardan merhaba. Uzun zamandır yazamadım biliyorum ama her şeyin bir sebebi var; açıklayabilirim! Tabi uzun uzun açıklamam gereksiz olur biraz o yüzden şöyle deyim: hastalıktan ve enfeksiyondan başımı kaldıramadım! Bildiğiniz gibi normal bir insan kış mevsiminde en fazla 2 kez grip olur değil mi? Peki bu Gözde kişisi kaç kez oldu ? Tam 4 kez! (hem de 3 ay içinde) Neyse ki sonuncu gribimde güzel bir çözüm buldum: fin hamamı. Ben küçükken de doktorum hep nefesimin açılması için buhar banyosu önerirdi zaten ben de şans eseri en ağır gününde denedim ve anında kesildi, hepinize şiddetle tavsiye ediyorum. ( tabi buhar banyosundan sonra üşümemeye dikkat etmelisiniz yoksa daha da ağırlaşabilir)  Çok şükür enfeksiyonumu da atlattım, bir buçuk yıldan sonra ilk defa ayağım sargısız geziyorum ( ve gerçekten çok farklı bir hismiş ) Uyandığımda hep kontrol ediyorum ayağımı; akıntı, kanama,vb var mı diye. Artık ayakkabı giyebilirim diye de düşündüm ve tüm İzmir'i talan edip anca